Bihassa Batılı emperyalistlerin Türkiye’ye dair ana amaçları ne derlerse “Ulus devleti yıkmak.” demekte bir an bile tereddüt etmem. Onlarca medya ve basın kuruluşunun Türklüğe dolaylı veya doğrudan saldırıları bunun en net örneğidir. Zira dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de CIA tarafından kurulmuş veya satın alınmış medya ve basın kuruluşları vardır.

Bill Clinton’ın bizzat CIA’nın başına atadığı John Deutch, CIA’nın gazetecileri kullanma yasağını sona erdirdiğini açıkladığında yıl 1996’ydı. Bu tarihlerde ABD de Türk ordusuna daha sert saldırmaya başlamıştı ki aşağı yukarı 10 yıl sonra Ergenekon kumpasları başladı. Deutch’a gelince… Şüphesiz ki gazetecileri kullanma yasağının sona erdirildiği de koca bir yalandı çünkü CIA bu duruma hiçbir zaman ara vermemişti.

Emperyalistler son zamanlarda neler tasarladılar?

2013 öncesinde Türkiye’de ulus devlete saldırıları FETÖ taşeronluğunda gerçekleştirdiler. Bunda başarılı olamadılar. Daha sonra asıl tehlikeli planlarını devreye sokmaya başladılar. Bir yandan ekonomi bozulurken diğer yandan adaleti yaraladılar, liyakati batırdılar. Asayişe darbe vurdular. Eğitimi her fırsatta yozlaştırmaya devam ederken akla hayale sığmaz kararlarla geleceğin birkaç neslini Manhattan Kobay’ına çevirdiler. Ilımlı İslam’dan ılık yani korkak Müslümanlar çıkınca muhafazakâr devrimcilik adı altında sözde Atatürkçü dinciliği icat ettiler.

Hiçbir amacı olmayan şiddet içerikli dizilerin, filmlerin sayısını artırdılar. Kalantör tiplere altın çağın kapısını açtılar. Aydın kimseleri göçe zorlarken cehaletin ve vahşiliğin dibine vurmuşları Türkiye’ye getirip sınırları delik teşik ettiler. Türk çocuklarına hakaret edip yabancılarla evliliği sistemli olarak özendiren para düşkünü adilerin şirketleşmesini sağladılar. Rant veya terör uğruna, en kurak köşesini bile cennet bildiğimiz vatanımızın güzel ormanlarını yaktılar.

Türk tarihini, Türk kültürünü, Türk dilini tahkir edici yalan yanlış sözde bilimsel çalışmaları kitlelere okuttular. Türklüğe saldırmayı mizah, yabancılar hakkında mizah yapmayı faşizm saydılar. Tüm bunların ve daha fazlasının, foncu medyayla besleme fenomenler tarafından savunulmasını sağladılar. Bilimi şahsi çıkarları için kullananlarla içi baygın sözde aydınlara pasaportu adeta bir yem gibi gösterip müttefik yaptılar.

Bir milletin ve onun ordusunun psikolojisini bozmaya çalışıyorlarsa…

Bir ülkenin işgal edilmesini engelleyecek ya da gerçekleşmiş işgalin ortadan kaldırılmasını sağlayacak olan asker ve sivilleri hedefe koyuyorlarsa…

Devletin mahremini herhangi bir yolla kamuoyuna sunma çabası içine giriyorlarsa…

Devletin tüm kurumlarını ve milletin tüm fertlerini yozluğa sürüklüyorlarsa…

Savaş meydanını değil, dar ağacını hazırlıyorlardır.

Çünkü psikolojik savaşı kazanmışsanız savaş meydanına galip çıkmışsınızdır.   

Ancak erdemli bir direniş ulusu kurtaracaktır.