HAİNLER VE ÖNEMSİZLER: TARİHE MÂL OLMANIN SİNSİ YOLLARI

Kendilerini efsaneleştirerek tarihe mâl olmak isteyenler, “hainler” ve “önemsizler” olmak üzere ikiye ayrılırlar. Hainlerin her zaman bahaneye ihtiyaç duydukları bir gerçektir. Önemsizlerin de kurguya veya abartılı olaylara ihtiyaç duyduklarını biliyoruz.

“Hainler” kategorisinde buna en somut örneklerden Yunan saflarına geçen Çerkez Ethem ve Kuşçubaşı Eşref birinci gruba örnektir. “Börü budun” gibi uydurma teşkilatları yazan, Kuşçubaşı Eşref’in fotoğrafını da yazısına ekleyen FETÖ’nün koçbaşlarından Dönmez denilen paçoz, okuma yeteneği varsa ve zekası yeterse Polat Safi’nin “Eşref” ve Ahmet Efe’nin “Efsaneden Gerçeğe Kuşçubaşı Eşref” kitaplarını okuyabilir.

Kavas Çiçeroİlyas Bazna “önemsizler” grubuna tek olmasa da eşsiz örnektir. Türkiye’de bilhassa yabancı elçiliklerde hizmet edenlerin “kavas” olarak adlandırıldıklarını, kavasların önemsiz kimseler olduklarını, sıradan kimse olmaktan nefret ettiğinden korkularını ve vicdanını uyutmak için kendini aldattığını anlatan “Çiçero” takma adlı İlyas Bazna, kalpazanlıktan hüküm giydi. 1960’ta İstanbul’dan Münih’e taşındı. Gece bekçisiydi. 1970’te öldüğünde en çok korktuğu “önemsiz ve değersiz” kimsenin en âlâsıydı.

Kurtuluş savaşımızda kahramanlık destanı yazan onca efsane isimlerimiz varken birilerinin her nedense (!) sahte kahraman yaratmak için “Kavas Çiçero” İlyas Bazna’nın hayatını “Ankara Casusu Çiçero” adıyla beyaz perdeye aktardığı 1951 yılında bir de ilginçliklerle ve tuhaflıklarla dolu bir kitap yayımlandı.

PAPA EFTİM’İN GİZEMLİ KİŞİLİĞİ

Kitabın adı “İstiklal Harbinde Türk Ortodoksları”ydı. Yazarı ise Teoman Ergene’ydi.

Kim olduğu asla bilinmeyen ve tanıyanın, görenin olmadığı Teoman Ergene bu kitapla doğmuş ve bu kitapla ortadan kaybolmuştu. Gökten kitapla inip sonra göğe dönen biri olmadığına göre mutlaka kim olduğunu merak ediyorsunuz. Meraklanmayın, biraz sabırlı olun! Emin olun, yazının sonuna geldiğinizde çok şaşıracak ve tüm bildiklerinizi unutacaksınız.

Önce Araştırmacı Yazar Foti Benlisoy’un verdiği bir bilgi ve değerlendirmeyi aktaralım:

Türk tarih yazımında, özellikle de Papa Eftim’in bitmek bilmez bir alakanın konusu olduğu çoğu popüler nitelikli milliyetçi çalışmalardaysa Papa Eftim ve onun Milli Mücadele yıllarındaki faaliyetleri adeta menkıbeleştirilir. Papa Eftim’i milli bir kahramana dönüştüren bu anlatı, büyük ölçüde Teoman Ergene’nin 1951 yılında yayımlanan İstiklal Harbinde Türk Ortodoksları adlı çalışmasına dayanmaktadır. Profesör Harry Psomiades, bu kitabın büyük ihtimalle Papa Eftim’in bizzat kendisi tarafından kaleme alınmış bir yarı otobiyografi, yarı roman olduğunu iddia eder.

Gerçekten, söz konusu kitap Papa Eftim’in önceki yazılarıyla ciddi paralellikler arz ettiğinden, hatta bazen bunları bütünüyle yinelediğinden bu argüman makul görünmektedir.

İşte bu gayriresmi otobiyografi, Papa Eftim üzerine Türkçe literatürde adeta temel kaynak konumundadır. Hatta ‘İstiklâl Harbinde Türk Ortodoksları’nı neredeyse satır satır tekrar eden ve böylece Papa Eftim mitini yeniden üreten kitaplar dahi piyasaya sürülmüştür.[1]

Teoman Ergene’nin kim olduğunu Papa Eftim’in kız torununun çocuğu olan, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Chris Selçuk Erenerol’un aynı zamanda danışmanlığını da yaptığı Namık Kemal Zeybek’ten alıntıyla yayımladığı mesajından öğreniyoruz:

Görüldüğü üzere paylaşım 7114 görüntüleme alırken 315 beğeni ve 54 defa yeniden paylaşım almış.

Böylelikle Papa Eftim ve Milli Mücadele konulu kaynakların ana kaynağı olan “İstiklal Harbinde Türk Ortodoksları” isimli kitabın yazarının Papa Eftim olduğunu bizzat torunu onaylamış oluyor ve konu aydınlığa kavuşuyor.

Elbette aydınlığa kavuşacaktır çünkü gerçeğin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.

Kuşçubaşı Eşref’in efsaneleştirilmesinde Eşref ve Mason locası üyesi olan Cemal Kutay kafa kafaya vermişlerdi. Yukarıda yazdığım çalışmalarla hakikatler ortaya çıkmıştı. Said Nursi’nin efsaneleştirilmesinde de Şerif Mardin ve Cemal Kutay hayli çalışmış, Mustafa Yıldırım’ın “Meczup Yaratmak” isimli eseriyle yine hakikat ortaya çıkmıştı. Önemsiz “Kavas Çiçero” İlyas Bazna ise kendi hakikatini kendi itiraf etmişti.

Bugüne kadar yayımladığımız ve bundan sonra yayımlayacağımız (İlk kez yayımlanacak ve şok edici) belgelerle de hakikat ortaya çıkmaya devam edecektir. Papa Eftim’in “Teoman Ergene” adıyla yazdığı kitapta değinmekten kaçındığı ne varsa hepsini okuyacaksınız. 

Teoman Ergene” ismini Papa Eftim’in yüksek şuuruna mı yoksa başka bir şeye mi bağlamamız gerektiğini hep beraber göreceğiz. Bu noktada çoğunlukla, bizzat yazdığı kitaptan alıntılar yapacağız ve karşılığında belgeleri koyarak, soruları ekleyerek ilerleyeceğiz.

Yunanistan’daki Yunan milliyetçisi Kayserili papaların yazıp çizdiklerinden örnekler vereceğiz. Böylece Mustafa Kemal’in mübadele konusunda hata yaptığını, Rumlardan çok Türkleri gönderdiğini iddia eden iftiracıların yalanlarına daha derinlemesine cevaplar vererek gerçek yüzlerini deşifre edeceğiz.

Mustafa Kemal Atatürk’e atfedilen “Papa Eftim bize bir ordu kadar hizmet etmiştir.” sözü neden hiçbir kaynakta yer almıyor? Dahası, hayatındaki tek serveti, doğasındaki üstünlüğü Türklüğünde bulan Ebedi Başkomutan’ın Papa Eftim için söylediği iddia edilen “Benden daha Türk’tür.” ifadesine yüklenen sinsiliğin ardındaki gerçeği şimdi daha iyi anlayacaksınız.

Merak etmeyin, çok bekletmeyeceğiz.

Biz, doğru zamanı beklemesini bilenleriz: Akıl ve sabırız.

Mustafa Kemal’in kılıcı, karanlığı örten perdeyi yırtarak hakikati bir kez daha aydınlatacaktır.


[1] Foti Benlisoy, Stefo Benlisoy, “Türk Milliyetçiliğinde Katedilmemiş Bir Yol ‘Hristiyan Türkler’ ve Papa Eftim”, İstos, İstanbul 2016, ss. 25-26.