Dinlerarası Diyalogçu Noel Babacıların KKTC’deki Saklı Sırları: Şoke Edici Gerçekler Ortaya Çıkıyor!

Noel Baba Barış Konseyi ve Karabulut’un marifetlerini epeydir yazıyorum. Bu sözde vakfı kazdıkça altından dinlerarası diyalogtan Noel Baba Barış Köyü adı altında kaçak işçi çalıştırmaktan orman arazisine çökme girişimine kadar özel yetenek (!) isteyen pek çok sahtekarlık çıkıyor.

Bir önceki yazımın sonunda bahsettiğim belge ve fotoğrafların Noel Babaları ve onların cinlerini, kibirli basın sözcülerini, üç satır yazı yazmaktan aciz olduğu için kalemini devşirmelere teslim eden zayıf kişilikleri nasıl hoplattığını biliyorum.

Görme engelli öğrenciler üzerinden para toplayan ve 15 Temmuz’da tutuklanan Harbiyeli öğrencilerin ailelerini umut tacirliği ile çarpan çakma Mehdi avukat, yarbayken ordudan atılan bal porsuğu, öğretim üyesi bitcoinci hoca, olmadık paraların peşinde durmaksızın koşan emniyet emeklisi zavallı memur ve diğerleri, bekleyin! Belge ve fotoğrafları tek tek yayımladığım zaman hepinizi çok sevdiğiniz ilahiler eşliğinde valse kaldıracağım, sabırlı olun ve merak etmeyin!

Ancak öncesinde, birkaç hatırlatma yapacağım ve kendini görünmez zanneden, KKTC’de üç ayrı sabıkası olan Karabulut’un dinlerarası diyalog maceralarına değineceğim. Bunları da her zaman olduğu gibi kendi kaynaklarından, kendi beyanlarından alacağım.

Son valse kadar hazırlığınızı yapın.

Daha önceki yazılarımda aktarmış olduğum haberleri hatırlarsınız. Bu haberlere göre Muammer Karabulut ve Sevgi Erenerol gibi isimlerin başını çektiği Noel Baba Vakfı, güya KKTC’de 41 ülkeyle birlikte “Noel Baba Barış Köyü” yapacak, bu proje milyarlarca dolarlık bir bütçeye sahip olacak, %150’lik turist artışı sağlayacak, KKTC’deki soydaşlarımızın yıllık gelirlerini de artıracaktı.

Bu uyuşmuş kafayla bile ulaşması zor kafadan çıkan yalanları KKTC’de ne medya yedi ne hükümetler yedi ne de sivil toplum örgütleri buna müsaade etti.

Böylece 104 bin sterline sattıkları yerleri devlete 5000 sterlin olarak gösteren Noel Baba’nın cinleri, KKTC’de iş yapan İzmirli T.C. vatandaşlığından KKTC vatandaşlığına geçen Simon Aykut’un Yahudiliği ve Chabad üzerinden kamuoyunu aldatmaya kalkarak “Devlet, Simon’dan korkuyor mu?” şeklinde paçoz paylaşımlarla Türk devletine saldırmaya kalktılar. Mesele ne Simon ne Yahudilikti. Bunlar sadece kullanışlı ve pazarı hazır bir araçtı. Asıl mesele KKTC devletini, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı, KKTC bürokrasisini köşeye sıkıştırıp Kıbrıs’ta kanunsuz işlere devam etmekti.

Bu Simon Aykut yabancılara mal mülk satıyor da Noel Baba’nın cinleri 41 ülkeyle hilal-i ahmer için mi KKTC’ye girmeye çalışıyor?

Bunların hepsi mavi kanlı (!) galiba… Dilipak’ın oğlu İsrailli şirketle çalışır, sıkıntı yok. Karabulut 41 ülkeyle sözde barış köyü projesi yapar, küçük ortağı olduğu KKTC’deki şirketin paralarını iç eder, şirkete kesilen ceza ve borçları diğer ortaklara yıkıp kaçar; sıkıntı yok. Ancak biri Yahudi diye diğerinin kaşının altında gözü var diye herkes ofsayttadır, herkes karanlık taraftadır.

Ne gariptir ki o güne kadar hiç sesi çıkmayan Karabulut, KKTC’den deport edilince Yahudi düşmanı kesiliyor. Bu adamlarla ilgili varsa elinizde çarpıtılmamış gerçek bilgi ve belge, yayımlayın. Yayımlayamazsanız verin bize, biz yayımlayalım.

Yağma yok.

Çünkü müsaade etmeyeceğiz!

Tekrar dönelim konumuzun asıl can alıcı noktasına.

Her fırsatta Türkçü kesilen, milliyetçilik yapan, Atatürkçülüğü kimseye bırakmayan ve ülke çıkarlarını savunuyor görünen bu sözde Noel Baba sevgi pıtırcıkları barış köyü yapacaklar, 41 ülkeyi de buna dahil edecekler ama kaçak işçi çalıştırmaktan geri durmayacaklar.

Yaptıkları kanunsuzlukları örtbas etmek için Chabad diye milleti uyutmaya kalkarken 2018’de kaçak inşaat yapmaktan iddianame (ithamname) yazıldı ve ceza yediler. KKTC vatandaşı olan ortakları cebinden ödedi.

Bitmedi! Karabulut, Mersin’den 5 Türk vatandaşını KKTC’ye kaçak işçi olarak götürdünüz. Ardından 5 Temmuz 2019’da tekrar ceza yediniz.

Bir ay sonra, 19 Ağustos 2019’da, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı İnşaat Encümeni tarafından Karabulut’a ihbarname yazıldı. Denildi ki: “Müteahhitlik kaydınızın olmadığı, ancak İSKELE-KUMYALI bölgesinde yapmakta veya yaptırmakta olduğunuz inşaat, tarafımızdan tespit edilmiştir.”

Milyarlarca dolarlık proje yapacaksınız ama kaçak işçi çalıştıracaksınız. Youtube’da sözde Avustralya temsilcisi olan Bernadette Dimitrov’un hayali barış köyü tanıtım videosunu izleyen bir kişi, “Ne milyar dolarlık projeymiş ama!” demekten kendini alıkoyamayacaktır. Artık 6 yaşındaki bir çocuğun da hazırlayabildiği türden videolarla milyar dolarlık proje tanıtmak, ne kadar zekice (!) bir harekettir.

Karabulut’un mahkemeyi aldatmaya kalktığı, mahkeme tarafından azarlanıp yerine oturtulduğu duruşmanın metnini de yayımlamıştım:

Mahkemelerde kuzu gibi oturuyor ama sağda solda kendini haber yaptırıp “Ergenekon’u bizim kurduğumuz iddia edildi.”, “Ergenekon’u çözdüğüm için beni sadece 11 ay yatırdılar.” gibi hem hayal ürünü hem de küçük çocuğu bile kandıramayacak söylemlerle kendisine önem katmaya çalışarak yaptığı kanunsuzlukları ve bulunduğu yeri kamufle etmeye çalışıyor.

Böyle uydurma bahaneler öne sürüyor çünkü Karabulut da görünmez olduğunu zanneden kriptolardan biridir.

Karabulut görünmez olduğunu zanneden ve dinlerarası diyalog kapısını inşa eden kriptolardan biridir.

İşte size kaçak olduğu için mühürlenen sözde Noel Baba Barış Köyü’nden fotoğraflar:

Yerleşim planına göre kırmızı evler, Karabulut’un milyar dolarlık barış projesi diye insanları kandırmaya çalıştığı, nihayetinde mühürlenmesine engel olamadığı evlerdir. Mavi evler ise uyduruk köyle hiçbir alakası olmayan ve İngilizlere ait evlerdir.

Chabad’ın arkasına sığınıp yedikleri nanelerin bir kısmı işte bunlardır.

Şimdi yeniden Noel Baba’nın cinlerinin dinlerarası diyalog tezgahına dalalım.

Yıl: 1993.

Sözde barış konseyi, “Noel Baba ile Dünya Barışına Çağrı Etkinlikleri” başlatıyor.[1] İlk etkinliğin adı “Dinler Arası Dialog”[2].

Bu, yalnızca ilk etkinliğin adı değildir. Aynı zamanda bizzat Karabulut’un ifadesiyle dinlerarası diyalog adına yapılmış ilk etkinliktir.[3]

Esas ilgi çekici nokta ise şudur: Bu etkinliğin düzenlendiği tarihten itibaren Fener Rum Kilisesi’nden temsilciler de düzenli olarak etkinliklere çağrılıyor.

Bu isimler şunlardır: Prof. Dr. Hrisostomas Konstandini, Prof. Dr. Tona Papas, Hristostomas Kalaycı, Yakovas Sofraniyadis.

Bakın, Hristostomas Kalaycı ismini aklınızda tutun. Şimdi bir haberi özetleyeceğim.

Haberin adı: “Demre Kaynayan Kazan[4]

Habere göre 2007 yılında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Aziz Nikolaos yortusu için ayin yapılmasına izin veriyor. Ayinde Psikopos Hrisostomas Kalaycı hazır bulunuyor.

Derken Noel Baba Barış Konseyi birden piyasaya çıkıp Günay ve Kalaycı hakkında suç duyurusunda bulunuyor.

Aynı haberde derneğin yönetiminde Sevgi Erenerol‘un bulunduğu es geçilmiyor.

Şimdi…

1993’ten itibaren dinlerarası diyalog adı altında etkinlikler düzenleyen, sözde bir asırdır mücadele ettikleri kiliseyi “Fener Rum Kilisesi” değil, “Fener Rum Patrikhanesi” görevlisi ifadesini kullanarak yukarıda belirtilen isimleri etkinliğe çağıran Karabulut mu gerçektir?

Yoksa 2000’li yıllarda barış sosuna biraz ulusalcılık katıp uç söylemlerle ortaya çıkarak daha önce Noel Baba etkinliğine çağırdığı Fener Rum Kilisesi’nden Kalaycı hakkında suç duyurusunda bulunan Karabulut mu gerçektir?

Karar sizin!

Daha önce yazdım, yine yazıyorum: Bu tip kriptolar için her şey mübahtır. Samimi insanları öne çıkarırlar, ardından 11 ay kolpadan yatıp “Kimseyi tanımıyorum.”, “Ben zaten solcu gruplarla gözaltına alındım.”, “Mamak’ta yattım.” gibi beyanlarla aradan sıyrılırlar. Olan da vatansever insanlara olur. Bunların görevi budur.

Karabulut’la ilgili size karşılaştırmalı olarak ilginç bir ayrıntı daha vereyim.

Tescilli FETÖ’cülerden Mümtazer Türköne, “Ergenekon Efsanesi Kime Ait?” başlıklı yazısında bu destanı safsata olarak nitelendirmişti.[5] Yazıyı okuyanlar bilir ki yazının amacı uydurma bir örgüte “Ergenekon” denmesine itiraz edenleri susturmaktı.

Karabulut, “Kitabımda Gülen’e hakaret yok, eleştiri var.” başlıklı haberde ne diyor: “… Ergenekon ile ilgili söyleyeceğim tek şey, Türk tarihinde Ergenekon diye bir efsane yok. Bu olay Türkiye’deki bir Yahudi dönmesi tarafından şırınga edilmiştir.[6]

Türköne’nin yazısına bakın, onun yazısında işaret edilen isim Mustafa Kemal’dir.

Şimdi bu noktada, her fırsatta Türkçü olduğunu iddia eden Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol’un ne düşündüğünü merak ettiğimi söylemem gerekir. Karabulut’la dostluğunu ısrarla reddetmediğine göre bundan rahatsız olmasa gerektir. Oysa Türkçüler Mümtazer gibilerle, Karabulut gibilerle çok mücadele etmişlerdir.

Şimdi diyalog meselesine döneyim.

Eğer yapıldığı söylenen etkinlikler hayal ürünü değilse bu etkinliklerin tam ve sansürsüz konuşma metinleri nerededir? Neden sözde vakfın resmi sitesinde yayımlanmamıştır? Bu konuşmacıların yazdıkları metinler kitaplaştırılmış mıdır? Eğer öyleyse bunlara neden yer verilmemiştir? Kitaplaştırılmadıysa neden kitap haline getirilmemiştir?

Mesela Karabulut’un bizzat ifade ettiği gibi sözde Noel Baba Vakfı’nın kurucularından olan Niyazi Öktem de bu konuşmacılar arasındadır ve etkinliklere birden fazla katılım göstermiştir. Öyleyse tescilli FETÖ’cülerden olan ve dinlerarası diyalogun teorisyeni diyebileceğimiz, bir önceki yazımızda terörist elebaşı Gülen’i asrın diyalog önderleri arasında gösteren kitaplarından bahsettiğimiz Öktem’in konuşma metinleri nerededir? Bu konuşmalarda FETÖ övülmüş müdür?

Bu metinler sansür olmadan, değiştirilmeden yayımlanabilir mi?

Karabulut’un “sevgili dostum” dediği Dilipak’ın “Haber Vakti” sitesinde yayımlanan bir haberle devam ediyorum. Haberin başlığı şu: “Brüksel’de ‘dinlerarası diyalog konferansı’ düzenlendi.

Haberde aynen şu ifade yer alıyor: “…Bilindiği üzere ‘dinlerarası diyalog’ kavramı Türkiye’de ‘FETÖ’ ile birlikte akıllarda yer ederken Almanya ve Belçika merkezli vakıflar benzer bir girişimde bulundu.[7]

Şimdi 5G’den bile nem kapan, güya küresel güçler tarafından yaratılacak yapay fırtınaları bile önceden bilen Dilipak’ın uyduruk sitesinde yazanlara çağrım şudur: Almanya ve Belçika’ya kaçan bu kadar FETÖ’cü varken Brüksel’de gerçekleştirilen girişimde FETÖ’cülerin rolü olup olmadığını Karabulut dostunuzun gözünün içine baka baka yazın. (Bu arada Karabulut’un Almanya ilişkisini, Grün Magazin’i de yazın!)

Arada sırada birbirinize alınıyorsunuz.

Mesela Dilipak çıkıp diyor ki “Ergenekoncular, FETÖ’cülerle beraber yargılanmalıdır.” Sonra da Karabulut “Sevgili dostum…” diyor ve başlıyor güzelce anlatmaya.[8]

Birbirlerine rol veriyorlar yani akıllarınca… Ama yaptıkları şey akıllarınca olduğu için de gülünç duruyor, ancak bu kadar oluyor.

Şimdi kendi kendine önemli biriymiş gibi rollenen ve 11 ay yatıp çıkmasını Ergenekon’u çözmesine bağlayan ileri zekalı Karabulut’u bir kenara bırakıyorum. 12 defa ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan insanlar akılları yetmediği için (!) kumpas tezgahını  çözememişler herhalde ki FETÖ de onlara bu yüzden ceza vermiş olmalı (!).

Fener Rum Kilisesi’nin bile telaffuz etmeye cesaret edemediği “Mübadele yanlıştı.”, “Mustafa Kemal yanlıştı.” gibi haddini aşan söylemlerde bulunan Sevgi Erenerol’a soru sorarak yazımı noktalamak istiyorum.

Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Yardımcısı Selçuk Erenerol’un sosyal medya hesaplarıyla karşılıklı etkileşim içinde olan 5G platformunu yöneten Dilipak’ın teklifi hakkında ne düşünüyor?

FETÖ’cülerle beraber Ergenekoncu olarak yargılanmayı kabul ediyor mu? Etmiyorsa Dilipaklar, 5G’ler, Karabulutlar cumhuriyetin kurumu dediğiniz Türk Ortodoks Patrikhanesi üstünde ne geziyor?

Kurumunuzu sizden başkası lekeleyemez! Bir basın açıklaması ile bunlarla bağınızın olmadığını açıklayın ve kapınızın önünü temizleyin!

Sahi…

Onlarca kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan ama FETÖ’nün ağababalarının içinden bir mızrak gibi geçen adamlar varken 11 ay yatıp çıkan Karabulut neden yargılansın ki?

Korkak adamlarda soyluluk olur mu?

SON NOT: Bir dahaki yazımda, dinlerarası diyalogçu Karabulut’un KKTC’deki Noel Baba Barış Köyü villalarını 104 bin sterline satıp resmiyette ise 5 bin sterline satılmış gibi gösterdiği belge ve fotoğrafları göreceksiniz.


[1] https://www.stcpc.org/etkinliker/

[2] Kendileri bu şekilde yazmışlar.

[3] https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/turkiye-nin-noel-baba-militanlari-38677086

[4] Aslında “Çakma Noel Baba’nın Köyünde” başlıklı bir yazının bölümü. https://www.hurriyet.com.tr/cakma-noel-baba-nin-koyunde-13723841

[5] https://www.haber7.com/yazarlar/mumtazer-turkone/381569-ergenekon-efsanesi-kime-ait

[6] https://m.gunhaber.com.tr/haber/Kitabimda-Gulen-e-hakaret-yok-elestri-var-/365954

[7] https://www.habervakti.com/brukselde-dinlerarasi-diyalog-konferansi-duzenlendi

[8] https://www.odatv.com/guncel/o-yazi-iki-arkadasi-birbirine-dusurdu-152955