5 Haziran 2011’de sadece general ve amiral rütbesinden 31 Türk subayı tutukluydu. 2011 sonuna gelindiğinde emekli ve muvazzaf 400’den fazla TSK personeli hapisteydi. Güya camiler bombalanacak, iç savaş çıkarılacak, katliamlar olacak, güneş ortadan ikiye yarılacak vesaire…
Bu tarihten beş sene sonra camileri ve dahi TBMM’yi kimlerin bombaladığını gördük.
2011 yılında özellikle donanmasına esir denilen Türk ordusu, donanmasını 2023 yılında bütün ihtişamıyla Boğaz’dan geçirdi. Kimimiz sahilde kimimiz TV’de kimimiz Vahdettin Köşkü’nde izledik!
Tarihin tuhaf cilveleri…
O günkü her şey her zaman olduğu gibi tesadüf değildi. Boğaz’dan geçen güçlü bir donanma önce egemenliğimizin ardından uluslarası barışın teminatıdır. Montrö’yü biz böyle kazandık.
Yüz yıl önce Mustafa Kemal’in dehası sayesinde Marmara’ya hapsedemedikleri donanmanın komutanlarını yüz yıl sonra FETÖ marifetiyle Hasdal’a hapsettiler.
Mustafa Kemal’in Montrö Sözleşmesi’nin imzalanması dolayısıyla Tevfik Rüştü Aras’a çektiği tebrik telgrafını çarpıtan tescilli FETÖ’cü Mustafa Armağan, Montrö’nün tartışmaya açıldığı sırada fırsat bu fırsat kendini parçalayıp FETÖ usulü yalanları sıralamıştı.
Aynen şunları söylemişti:
“28. maddeye göre Montrö bal gibi feshedilir. Topunuz gelin. ABD’nin Montrö’de imzası yoktur, taraf değildir.”
İşte bu kadar… Mesele çıkarlarımız için Montrö’yü feshetmek değil. Mesele ABD’nin çıkarının ne olduğudur. FETÖ beslemeleri de görüldüğü gibi her zamanki gibi ona göre tavır alacaktır.
Ne diyelim? Amiralleri içeri almakta gecikmeyen ama FETÖ’ye Haşhaşi denmesinden rahatsız olmuş, kitapları yıllarca FETÖ’nün terörist yetiştirdiği hücrelerinde okutulmuş birini konuşturanlar utansın.
Boğazlardaki Türk hakimiyetinin önemini her geçen gün daha iyi anlıyoruz. TV’lere çıkıp güya Batı’nın binbir şeytani oyunundan söz edenler, ABD’nin Gürcistan, Ukrayna, Suriye gibi ülkelerde yediği haltların nelere yol açacağını ve bunu neyin engellediğini anlatmazlar.
Ne demiştik?
ABD’nin imzası yoksa onlar da yoktur! Her fikrin, her beyanın altında ABD imzası olması şarttır.
Herkes emirleri kendi emir-komuta merkezinden alıyor.