Bugün çok tanıdık bir apartmanın öyküsünü yazacağım. Öyküyü okuyunca ister istemez apartman sakinlerine üzüleceğiz. Yapacak bir şey yok, kendi yaptığımıza benzer hataları “Allah Affetsin Apartmanı” sakinleri de yapmış.
Her şey apartman yöneticisinin değişmesiyle başlıyor. Yönetici değiştikten bir müddet sonra apartmana birtakım adamlar geliyor, yöneticiyi kutluyor. Başta kimse bu yabancıları tanımasa da tanıyanlar tehlikeyi seziyor. Bütün daireler tek tek gezilip uyarılar yapılıyor ama nafile… Uyarma vazifesini yapanlara herkes “Haklı olabilirsin” dese de kimse “Haklısın” demeye cesaret edemiyor. Hepsinin kafası karışık.
Yabancı adamlar bir geliyor bir gidiyor derken yavaş yavaş bir kısmı apartmana hizmetçi olarak alınmaya başlıyor. Tehlikeyi sezen apartman sakinleri tehlikenin büyüdüğünü görüyorlar ve komşularını uyarmaya devam ediyorlar. Gel gelelim bu kez kimse oralı olmuyor. Üstelik apartman yöneticisi, yabancıların talancı olduğunu söyleyen insanları Allahsızlıkla itham ediyor, “Siz bu insanlara Müslüman oldukları için düşmansınız” diyor.
Gel zaman git zaman apartmandaki yabancıların sayısı da gücü de artıyor. Yabancılar kendilerini sevmeyen apartman sakinlerinin evlerini talan ediyor. Tüm bunlar olurken yönetici ve hizmetliler el ele verip diğerlerine “Bakın bu Allahsızlar sizin evinizi havaya uçuracaktı. Hamdolsun engellendi” diyorlar.
Apartmanda birileri hayatından oluyor ama genel olarak huzur hakimdir. Herkesin işi rast giderken birdenbire herkesin şaşırdığı olaylar gerçekleşir.
Meğer hizmetli olarak apartmana alınan şahıslar talan sayesinde zenginleşip güçlenmişler, apartmanın en güçlüsü olan yöneticiyi hedefe koymuşlar. Talan durumu kendisine yönelince yönetici çıkıp önce diğer apartmanların yöneticilerine isyan etmiş, “Bunları başıma siz musallat ettiniz” demiş. Onların istekleri doğrultusunda hareket etmek felakete yol açsa da soğukkanlılığı elden bırakmayıp durumu fırsata çevirmeye karar vermiş.
Talan sırası kendi evine gelen yönetici, “Ne istediniz de vermedik ey adiler” deyip yabancılara savaş açmış. Önceden beri yanında olan apartman sakinlerini örgütlemeye başlamış. “Bunlar Allahsız çıktı, Allah’ı olan tek biz varız” diye konuşmaya başlamış. Başkasının Allah’ı, kitabı yokmuş. Bir tek bu yöneticin imanı varmış.
Önceden tehlikeyi gören apartman sakinlerine de “Biz sizin yanınızdayız, aslında her şeyi biz de biliyorduk ama tehlikeyi herkes görsün istedik.” demiş. Onları da mücadeleye çağırmış. Yaşadıkları evi gönülden sevdikleri için insanlar mücadeleye dışarıdaki çadırları terk edip kendi evlerinden devam etmişler.
Ne olduğunu anlayamayan talancılar, yıllarca üstünde çalıştıkları sistemin çökmeye başladığını anlayınca daha büyük bir talana kalkışmışlar. Birçok evi yakıp yıkmışlar, ölen insanlar olmuş. Tam apartman yöneticisinin hataları gündeme geliyormuş ki yönetici yeniden meydana çıkmış, “Allah affetsin” deyip Semiramis Pekkan’dan “Bana Yalan Söylediler” parçasını acı acı mırıldanmaya başlamış.
Talancılar polisler tarafından yakalanıp hapse atılmış ama tuhaf şeyler olmaya devam ediyormuş. Onlarla iş birliği yapan, onları herkese karşı savunup işe alan yöneticiye sorguyla sınırlı kalmak için bile olsa soru soran, adliyeye çağıran savcı çıkmamış.
Yönetici o kadar çok “Allah affetsin” diyormuş ki apartmanın adı asıl bu sırada değişip “Allah Affetsin” adını almış. Hukuku guguk hâline getirmenin en güzel yolu bulunmuş, yetmiyormuş gibi talancılığı, yalancılığı, iş birliğini dile getirenler hainlikle suçlanmış.
Zaman içinde hukuktan faydalanmayı unutan apartmanda hayat standartları her alanda düşmeye başlamış.
İşler bozulmuş, “Yönetici var olsun, doğrucular kahrolsun” denmiş.
Apartmanın bir kısmı yıkılmış, “Yönetici var olsun, yıkıldı diyenler kahrolsun” denmiş.
Herkes fakirleşirken yönetici zenginleşmiş, “Yöneticime helal olsun, hepimiz yerin dibine batalım” denmiş.
Kendi yönettiği apartmanın kurallarına uymaya cesaret edemeyen yönetici, apartmanı terk edenlere “Yürüsünler gitsinler, yallah başka kapıya” demiş. Herkes alkışlamış. Onların yerini yeni talancılar almış ve bunlar da Müslüman imiş.
Bir balıktan daha az hatırlayan insanlar daha dünkü olayı yani talancıların apartmana nasıl yerleştirildiğini unutmuş.
Her olayın en büyük mağduru apartman yöneticisi olmuş.
“Allah Affetsin” adını alan apartmanın eski adını hatırlayan yok. Apartmanın kurucusuna nankörlük edenlerse apartmanın her yerine yerleşmiş.
Dipnot: Görseli çizen karikatür sanatçısı: Mehmet Çağçağ’dır.