Ticaret Lisesi’nde okuyan solcu öğrencilerden Levent Özyörük henüz öldürülmüştü. Gözünü budaktan sakınmayan savcı, Site Öğrenci Yurdu’na sığındıklarına dair ihbarı değerlendirmek istiyordu. Kendisi olmadan yurda giren ve “temiz” bilgisi geçen polislere aldırmadı. Site Öğrenci Yurdu’na gelen savcı, aramalar sırasında birer adet tabanca ve bıçak buldu. Hemen ardından üst düzey siyasetçilerin hedefi oldu.
Bir gün arabasına bindi ve aracın motorunun ısınmasını beklemeye başladı. Bu sırada aracına yaklaşan bir şahıs tabancasını ona doğrulttu ve altı el ateş etti. Savcı Doğan Öz, 24 Mart 1978’de katledildi.
Katil İbrahim Çiftçi, bir kızın yolunu kesip sarkıntılık ettiği için yakalanmıştı. Gözaltı sırasında suçunu itiraf etti. Silahı ve emri zamanın Ankara Ülkü Ocaklarında görev yapmış Hüseyin Demirel ve Hüseyin Kocabaş’tan almıştı.
Nihayet Çiftçi’nin yargılanma süreci başladı. Görevli mahkeme dört defa idam kararı verdi, üst mahkeme her seferinde kararı bozdu. Üst mahkeme, tanıklardan biri olan ODTÜ öğretim üyesi Ziya Aktaş’ın sanığı teşhis edememesini gerekçe gösteriyor, “Kültürsüz adamlar sanığı teşhis ediyor ama kültürlü bir adam sanığı teşhis edemiyor” diyordu.
Elbette Ziya Aktaş’ın sanığı teşhis edememesinin, ifade vermeden önce evinin önünde bomba patlamasıyla bir ilgisi olamazdı. İbrahim Çiftçi, kendisinin de inanamadığı bir kararla tahliye edildi. Cezaevinden çıktıktan sonra MHP’de üst düzey görevler aldı. Aynı zamanda devletten de bolca ihaleler alıyordu. Son seçimlerde MHP’nin Ankara 1. Bölge 4. sıradan milletvekili adayı oldu.
Savcı Doğan Öz öldürüldükten sonra görüldü ki Öz, kontrgerilla üzerine çalışıyordu.
***
Partizanlık bir zihniyet terörüdür. Bunu çok eski yazılarımda da yazmıştım. Devletlerin içinde paralel yapı şeklinde yapılanan tüm zararlı yapılar partizanlara veya herhangi bir oluşumun fanatiği olan kimselere dayanır. Bir partizan için yalnız kendi görüşü, kendi davası vardır. Kendi partisine mensup olmayan herkes düşmandır, teröristtir.
Oysa umrunda olan devlet, millet değildir. Gider, bir makam sahibinin karşısında ellerini önünde kavuşturur, türlü övgü ifadeleri ve bükük bir boyunla emir bekler. Gücün karşısında bükülen partizan, gücü arkasına alınca dikleşiverir.
En tehlikeli partizan, devletleşen iktidarın partizanıdır. O, elindeki imkân açısından iki kat daha tehlikelidir. Kirli hesapların baş piyonudur.
Ve sormak gerekir…
Yanınıza her türlü profesyonel katili alıyorsanız amacınız ne olabilir?
Gözdağı mı? Kaos mu? Savaş mı?
Gaflet uykusuna yatanlar ihanet fırtınası içinde uyanırlar. Artık iş işten geçmiştir.
***
Hangi partiden olursanız olun partizanlığın size yaşatacağı tek şey hayal kırıklığıdır. Bu yazdığımı not edin. Kahramanlarınızın hâl ve hareketleri sizi hayal kırıklığına uğrattığı zaman bu yazımı hatırlayın.
Hangi partiden olursanız olun…