“Gaspıralı’nın tek bir gayesi var. Rusya idaresinde yaşayan milyonlarca Müslüman’ı birleştirmek, modern eğitimle ve Avrupa medeniyetinin imkânları ile daha kuvvetli hâle getirmek ve İstanbul’un bu konuda desteğini sağlamak. Bu bizim yaptıklarımıza ve yapmak istediklerimize ters düştüğü gibi, Rus Ortodoksluğu için de büyük teşkil etmektedir. Bunun için Gaspıralı’nın ve gazetenin susturulması gerek. Bunu temin için mutlaka hükümet ricali ile görüşmelisin ve gerekeni yaptırmalısın.”
Nikolay İlminisky’nin Eğitim Bakanı Pobedonotsev’e mektubundan. (Ekrem Ayan; “Ibıray Altınsarin ve Nikolay İvanoviç İlminisky’nin Kazak Eğitim Sistemine Etkileri” makalesinden.)
İlminisky, Kazan Din Akademisi mezunu bir misyonerdir. Rusların Ortodoks Hristiyanlığı yayarak Türkistan’ı Ruslaştırma siyasetinin önde gelen isimlerinden biridir. İlmî açından oldukça donanımlıdır. Özellikle eğitim müfredatını etkileyerek Türk dünyasının kafasını karıştırmış, Türk boylarını ayrı birer halk hâline getirme noktasında yoğun uğraşlar vermiştir. Gaspıralı’dan şikâyet etmesi kadar doğal bir şey olabilir mi, bu durumda?
İlminisky dönemlerinde Rusların Ruslaştırma siyasetine “Rusifikatsiya” deniliyordu. Rus olmayanlara “inorodets” denirken İlminisky’nin temsil ettiği Çar siyaseti tarafından Ruslaştırılan kimselere “obrusit”, kendi isteğiyle Rusların hizmetine girip Türklük dairesinden çıkanlara “obruset” deniyordu. Obruset denilenlerin Rus kimliğine geçiş süreci genelde güç ve parayla ilgili olmuştur. Ruslar kurnazca bir siyasetle Rus olmayanlara yönelik politikalar uyguluyorlar ve onları Hristiyanlığı benimsemese de kabul etme yoluna sevk ediyorlardı. Bugün Kreşin veya Kreşin Tatarları denilen topluluk bir tartışma konusudur. Birçoğu Türklüğü kabul etmemekle birlikte aralarında çok sayıda Hristiyanlaşmış Türk olması muhtemeldir. Turgenyev’in de onlardan olması muhtemeldir. Bunun haricinde; Rusya’da sıklıkla Saburov, Çaateeviç, Ormonov, Tarkovsky gibi soyisimlerine rastlamak mümkündür. Tarkovsky kardeşlerin adı Kumukların Tarki köyünden gelir ki buradaki Kumuk şamhalı kendi isteğiyle Ruslaşanlardandır, yani obrusettir.
İlminisky, Kazakların İslam’ı kendi dillerinde öğrenmelerine şiddetle karşıydı. Bu, Türkiye’de de İslam’ı Türkiye Türkçesiyle öğrenmemize şiddetle karşı olanların art niyetini de ispat etmektedir çünkü İlminisky’nin amacı Kazakların dini öğrenmelerini engelleyerek onları Hristiyan yapıp Ruslaştırmaktı. Türk dünyası bugün de zihniyeti bozuk kimselerin tehdidi altındadır. O gün İlminisky’nin Türkistan’da yaptığını bugün cemaat ve tarikatlar Türk dünyasında yapıyor. Millî bilinci olmayıp sözde davası olanın düşmandan farkı olur mu?
“Müslüman mısın? Türk müsün?”, “Uçurumun kenarından Hz. Muhammed’i mi kurtarırsın? Atatürk’ü mü kurtarırsın?” gibi soruların yanına şunları eklemeniz gerekir: “Özbek Türk’ü müsün? Türk müsün? Özbek misin?”, “Kırgızlar eskiden Türk’tü ama artık ayrı bir millet mi?”, “Türkiye Türkleri neden Kırgız değil de Kırgızlar Türk” ve daha pek çok örtülü harekât soruları…
Bundan âlâ kafa karışıklığı mı olur?
Gerçekten de “Biz önce aileydik, sonra sülale olduk, sonra boy olduk, sonra halk olduk, şimdi ise ayrı bir millet olduk” şeklinde sanki böyle bir gelişim varmış veya olmalıymış gibi düşünenler vardır. Ancak bu, belediyecilik değildir. Belediyeden büyükşehre geçmiyorsunuz. Ne var ki ortada bir yükselme, kopma, gelişme durumları olunca bu durumların taliplileri de az veya çok bir şekilde olabiliyor.
İlminisky ve onunla aynı misyonu paylaşanlar Türk dünyasını karış karış geziyorlar. Bir amaçları var: Bölmek, parçalamak, yutmak. Bunları yapmak ve amaca varmak için idealist bir tavır ortaya koyuyorlar. Hem teoride hem pratikte özveriyle teşkilatlı bir şekilde hareket ediyorlar. Biz ise hâlâ Türk dünyasını tanımadığımızı Kazakistan olaylarında açık bir şekilde gösterdik. “Eki Attar” (İyi Atlar) adındaki bir Sibirya Türk ezgisi yıllarca “Komik Kore halk türküsü” adıyla paylaşıldı, paylaşılıyor. Biz, kendi idealimizden çok uzaktayız. Bununla beraber Türk dünyasında duruma bakarsak bugün dünden iyi, yarından kötüdür. İyileşme vardır ama yetmez.
Size pek bilinmeyen bir şeyi daha anlatayım ve bugünkü yazımı noktalayayım.
Philedelpiha’da yaşayan Otto Rerigu, 1861 yılında Kazan İlimler Akademisi’ne bir mektup gönderiyor. Kazan Türkçesiyle yazılmış mektup o sıralar başkan olan İbrahim Halfin adına gönderilmiştir. Rerigu; Keçua, Siyu, Dakota ve ayrıca Maya kabilelerinin dillerinde Türkçe ile benzerlikler buluyor, Halfin’den akademik destek istiyor.
Bu önemli mektubuna cevap alamayan Otto Rerigu, bu defa Rusça bir mektup kaleme alıp daha ayrıntılı bilgiler ve karpostal gönderiyor. Nihayet Kazan’dan cevap geliyor. Cevap “İlgilenmiyoruz”.
İkinci mektup neden Rusça yazılmıştır? Neden “ilgilenmiyoruz” cevabı gelmiştir?
Çünkü İbrahim Halfin destek olamadan vefat ediyor ve yerine 6 Şubat 1861’de Nikolay İvanoviç İlminisky geçiyor.
Ana dilimizde ibadet konusunda, Türk tarihinin sansürlenmesi konusunda kendilerini yırtanlar için iyi bir örnektir, İlminisky.
Devam edeceğiz.
Not: Yazdıklarıma akademik kaynak isteyenler, Prof. Dr. İsmail Doğan ve Prof. Dr. Ekrem Arıkoğlu’nun çalışmalarını taramalılar. Şimdiden kolay gelsin. Beker nan cok.
