Uzun zamandır Kürt devleti hayaliyle yanıp tutuşan Haham Nathanel Barzanî’nin torunları, 2017 yılında yedikleri tokata rağmen rahat durmuyorlar. Türkiye’deki tavizkâr siyasetçilerden en az ABD’den gördüğü kadar destek gören IKBY, bağımsız bir devlet kurulması durumunda kendine bırakılacağını zannettiği Kerkük petrolleri yüzünden bölgede istikrarsızlık unsuru olmaya devam ediyor.
IKBY’nin yönetimindeki bölgeler son zamanlarda ekonomik sıkıntılar içindedir. Bu durum Kürtlerin petrole bakışını daha iştahlı hâle getiriyor. Selçuk Bacalan, son gelişmelerle ilgili yaptığı değerlendirmelerde, Mustafa el-Kazımî’nin Peşmergelerin 20. Tugayının doğrudan Irak Savunma Bakanlığına bağladığı endişe verici gelişmeyi hatırlatarak şunları ifade etmiştir: “Konuyla ilgili Kanun Devleti Koalisyonu üyesi Kazım el-Haydarî, Kerkük valilik makamının KDP ile KYB arasında siyasî denkleme gireceğini belirterek, KDP Irak cumhurbaşkanlığı pozisyonunu elde etmek için ister Bağdat’ta ister Kerkük’te birçok pozisyonu feda etmeye hazır olduğunu açıklamıştı.” (Kerkük Kırılma Noktası Olabilir mi? 23.03.2022, ORSAM)
Kerkük, Irak’ta birtakım liderlerle Kürtler arasında pazarlık konusu yapılabilmektedir. Bu, tehlikeli bir durumdur. Özellikle Peşmerge’nin herhangi bir unsurunun sözde Irak’a bağlanması formaliteden başka bir şey değildir. Bu durum, her defasında tartışmalı şekilde gerçekleşen seçimlerde provokasyon ihtimalini güçlendirmekte ve IKBY’ye Bağdat korumalı müdahale imkânı tanımaktadır. Ayrıca İran ve İran güdümündeki Şii milislerin açıkça Türkiye’yi bölgedeki etkinliğinden dolayı tehdit ettiklerini hatırlatmakta fayda vardır.
Kerkük’te istikrarın sağlanabilmesi için bölgeye yerleşmiş Kürt nüfusunun ve peşmergenin bölgeden çıkarılması gerekir. Başka türlü istikrarın sağlanması zordur ve Kürtler, çevrelerindeki her devlet, her toplum için sorun oluşturmaya devam edeceklerdir. IKBY zayıflatılmalı ve Kerkük’e müdahalesine izin verilmemelidir.
Türkiye, Türkmeneli’ni, Türkmenlerin yaşadıkları sıkıntıları gündemine almalı ve kamuoyu oluşturmalıdır.