Ömer Faruk Çelik, “Hibrit savaş ve İstihbarat” kitabında hibrit savaş yöntemini şöyle açıklar: “Hasım ülkede hedefleriniz doğrultusunda sonuçlar elde etmek adına halk ayaklanmaları çıkarmak ve kontrol etmek, terör örgütleri kurmak ya da yönlendirmek, enflasyona yön vermek, toplumu şekillendirici propaganda faaliyetleri yapmak, diplomatik manipülasyon, ekonomik savaş, siber savaş ve diplomatik savaş yürütmek ve özel askerî kuvvetlerle örtülü operasyonlar, gayrı resmî durumdaki askerî personelle operatif faaliyetlerde bulunmak gibi uygulamaları tek elden ve tek bir amaç için aynı anda koordine etmek ve faaliyete geçirmek olarak ifade edebiliriz.”
Görüleceği üzere hibrit savaşı melez savaş, karma savaş olarak da adlandırmak yanlış olmayacaktır. Çok kapsamlı olduğu görülen bu savaşın yukarıda anlattığımız yöntemlerine bakılırsa geleneksel savaşlardan farklı iki özelliği öne çıkar:
1- Hedef ülke bir veya birkaç alanda değil her alanda kuşatılır. Hedef ülke yalnız içeriden hedef alınmaz, dışarıdaki her türlü unsuru ve menfaatleri de hedeftedir. Bu noktada hibrit savaşın son derece amansız hatta kanun tanımayan, etik değerleri “kediyi uyandırmadan” çiğneyebilen bir savaş yöntemi olduğunu söyleyebiliriz.
2- Hibrit savaş çok kapsamlı bir yöntem olmasına rağmen çoğu kez ya resmî değildir ya da örtülü bir şekilde yürütülmektedir. Bir ülkeyle düzenli ya da düzensiz savaş yürütebilirsiniz, bu savaşı gizlemek zorunda değilsiniz ama hedef ülkenin ekonomisini, kültürünü, mahremini, siyasetini hedef alıyorsanız gizli hareket etmeniz daha makûl bir seçenek olur. Bununla birlikte bir örnekle anlatmak istediğimizi açıklayalım:
Hedef ülkeye ekonomik ambargo uygularsanız bu muhtemelen resmî olacaktır. Bu ambargonun resmî olması, perde arkasında hibrit savaşla muhatap olmadığınız anlamına gelmez. Herhangi bir ülkenin bakanı ekonomik yaptırım kararlarını açıklarken aynı ülkenin gizli unsurları, yerel kanunları dolaşarak ve uluslararası kuruluşları atlatarak hedef ülkenin ekonomik altyapısını hedef alıyor olabilirler.
Hibrit savaş için Suriye iç savaşı, Hizbullah-İsrail savaşı, Rusya-Ukrayna savaşı örnek gösterilebilir. Çok uç bir iddia gibi görübilir ama belki de hibrit savaş biriken silahlı gücün birkaç coğrafyada sahaya inmesini sağlayan, buna karşın kapsamı nedeniyle yeni nesil dünya savaşı olarak görebileceğimiz savaştır.
Yazının konusu hibrit savaşın teorik tarafı değildir. Bunun teorik kısmı daha çok uzmanların meselesidir. Bu kavram ilk defa 2007’de Dr. Frank Hoffman tarafından ortaya atılmışsa da teorik anlamda “Gerosimov Doktrini” ile gündeme gelmiştir. Bu alandaki akademik çalışmalar daha yolun başında sayılabilir.
Bir sonraki yazımızda, çeşitli başlıklar altında Türklere yönelik hibrit savaşın edebiyat, tarih vd. alanlardaki yansımalarından örnekler vereceğiz.