Kutadgu Bilig’in Vezni

Prof. Dr. İskender Öksüz, kariyerli gazetecilerden Fareed Zakaria’nın “Hürriyetin Geleceği” isimli kitabını okurken Yusuf Has Hacip’ten bahsettiğine değinir. Onun aktardığına göre, Zakaria, Balasagunlu Yusuf’un özetle “Memleket için ordu, orduyu beslemek için servet, servet için toplumun zengin olması ve bunun için de doğru kanunların konulması gerek” dediği şiirini alıntılamıştır. Yusuf’un, kitabını hatalı olarak 13. yy.’da (aslında 11. yy.) yazdığını da eklemiştir.

Modern zamanların ünlü gazetecilerinden birisinin Yusuf Has Hacip’i yazması gurur vericidir. Bugün milletimizin bilinçsizliği göz önüne alındığında insanı üzen ve utanç verici olan noktalar ise maalesef çoktur. Devletin bekâsı için halkın fakirleştiği değil aksine zenginleştiği şeklinde bir anlayışa sahipken nasıl yozlaştığımızı görüyoruz. Şimdilerde başı sıkışınca önce ecdat üstüne nutuklar atarlar, sonra “Elini cebine koy vatandaş” derler. Ecdat, Kutadgu Bilig’te “önce milletin zenginliği ve kanun” demiş.

Türkiye’de eğitim sisteminin eğitim ve sistem olmadığını hele hele millî değerlerle ilgisinin bulunmadığını görüyoruz. Eğitim, kültürlü ve bilinçli bir toplum yaratmıyor. Sistemin hedefi kültür ve eğitimse milleti bunlardan uzaklaştırıyor. Edebiyat dersi edebiyattan, matematik dersi matematikten, felsefe dersi felsefeden uzaklaştırıyor. Hâlbuki tam tersi bir durum söz konusu olmalıdır.

İşte böyle…

Fareed Zakaria, devlet ve hürriyet nedir, diye sormuş. Açıp Kutadgu Bilig’e de bakmış. Bizde pek çok gencin “Kutadgu Bilig’in vezni” üzerine aldığı derslerin hiçbir faydası olmadı. Üstelik bunu tecrübe etmek için denemeye filan gerek yoktu, ne yapsın insanlar Kutadgu Bilig’in veznini? İşte vezni: “Fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl”. Bunu çerçeveletip duvarımıza asabiliriz. Her şeyin şekilciliğini tercih ediyoruz nasılsa.

Türkçe dersi Türkçe bilinci kazandırmalıydı. Bizde İngilizce dersleri çok yoğun eleştirilir ama asıl eleştirilmesi gereken Türkçe derslerinin içeriğidir. Bu kadar kötü yabancı dil öğretilen bir ülkede gençlerin dilindeki yozluğun, örneğin Türkçede kullanımda olan karşılıklarına rağmen “me”, “hard”, “date” vb. kelimelerin kullanılmasının mantıklı veya haklı bir gerekçesi yoktur. Bunlar öyle dil, kültür alışverişiyle ilgili değildir. Yozluk, kültürel zenginlikten kaynaklanmaz.  

Not: Daha önce Türk dili ve edebiyatı ile ilgili görüşlerimi yazdığım yazıyı yakında burada da yayımlayacağım. Ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.